Hikaye

Hikaye

Öykü: Türkçe sözlükte “hikaye” kelimesi “gerçek veya hayali bir olayı anlatan nesir”dir. biçimi tanımlanmıştır. Hikâyeler, insanlığın ilk edebi eserlerinden biri olan ancak günümüze kadar önemli ölçüde değişen destanlarla doğar. Hikâyelerin modern anlamda bir edebî tür haline gelmesi, on dokuzuncu yüzyıl yazarlarının metinlerinde mümkündür. Özellikle Fransız yazar Maposan ve Rus yazar Chekhov, isimlendirdikleri hikaye tarzının kurucuları arasındaydı.

Hikayeler genellikle insan merkezli edebî metinlerdir. Bütün hikâyelerde olayı veya durumu anlatan bir anlatıcı vardır ve bu anlatıcı ayrıntıları bir açıdan okuyucuya aktarır. Hikâyede hayatın belli bir bölümü ele alınır ve olaydaki karakterlerin farklı özellikleri sunulur. Bu tür edebi metinlerde olaylar belirli bir zaman ve yerde gerçekleşir. Zaman ve mekanla ilgili unsurlar, olayların gidişatını veya hikayedeki karakterlerin karakterini doğrudan etkiler.

Hikâyenin Yapı Unsurları:

a) Kişiler: Hikâyede yer alan olaylar, genellikle merkezde yer alan kişilerin çevresinde gelişir. Hikâyede kişiler, olay örgüsünde üstlendikleri işlevlere göre önemli hâle gelirler. Kişiler, olay örgüsü içindeki tutum ve davranışları ile bireysel veya toplumsal bazı değerleri temsil eder. Kişileri ve onların olaylar içinde kazandıkları özellikleri belirlemek hikâyeyi anlamakta önemli bir aşamadır.

b) Olay örgüsü: Olaylar, gündelik hayatta her zaman yaşanabilecek gerçek durumlardır. Olay örgüsü ise kurgusal olayların edebî metinde sıralanışı ile oluşan bir düzenlemedir. Bu bakımdan olay örgüsü, edebî metinlerin kurmaca dünyasının önemli bir parçasıdır.

c) Mekân: Hikâyede olayın oluştuğu, geliştiği çevre veya yere “mekân” adı verilir. Edebî metinlerde mekân, genellikle kişilerin psikolojik özelliklerini ortaya çıkarmanın bir aracı olarak kullanılır.

ç) Zaman: Hikâyede olayların yaşandığı; an, saat, gün, mevsim veya yıl gibi ifadeler metnin zaman çerçevesini oluşturur. Hikâyedeki olayların kendine özgü bir zaman çerçevesi vardır ve tercih edilen zaman olayların akışını doğrudan etkiler. Hikâyelerdeki olaylar genellikle çok uzun zaman dilimlerine yayılmaz. Özellikle kısa hikâyede olaylar çok kısa zaman dilimlerinde oluşur ve tamamlanır.

d) Anlatıcı ve Bakış Açısı: Hikâyede, olay veya durumları aktaran, anlatan kurmaca kişilik “anlatıcı” olarak adlandırılır. Anlatıcı, yazarın dışında yer alan ve yalnızca o hikâyeye özgü olarak kurgulanan bir kişiliktir. Anlatıcının, aktardığı olayla ilgili ayrıntılara hâkimiyeti ve ayrıntıları aktarma biçimi “bakış açısı” olarak ifade edilir. Bakış açısı, metinde seçilen anlatıcıya göre değişir. Hikâye ve romanlarda üç farklı anlatıcı ve onlarla birlikte gelişen üç bakış açısı vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı: 

Kendisi de olayların içinde yer alan ve olayları aktaran anlatıcı “kahraman anlatıcı” olarak adlandırılır. Bu anlatıcı, hikâyedeki ayrıntıları kendi bakış açısından görür ve yaşadığı, gözlemlediği kadarıyla bilir. Bu bakımdan kahraman anlatıcının bakış açısı ve olaylarla ilgili bilgileri sınırlıdır.

2. Hâkim (İlahi) Bakış Açısı: Genellikle “yazar anlatıcı”nın olduğu hikâyelerde görülen bir bakış açısıdır. Bu tür metinlerde, anlatıcı olay ve kişilerle ilgili her şeyi bilir. İnsanların iç dünyaları, düşünceleri ve olayların gelişimine dair bütün bilgiler bu bakış açısıyla sunulur ve anlatıcı hikâyenin bütün akışına hâkimdir. Okuduğunuz hikâye bu bakış açısıyla okura sunulmuştur. Bu bakımdan anlatıcı, hikâyedeki kişilerle ilgili bütün ayrıntıları bilmektedir. Söz gelişi şu cümleler, bu bakış açısının en açık örneğini oluşturur: “Adam kitaplarını satmaya karar verdi. Bütün gece yatakta döndü durdu, bir türlü uyku tutmadı. ‘Kitap satmak!’ Müthiş bir gönül rahatsızlığı içinde, gecenin üçünü geçe dalabildi. Sabahleyin uyandığı zaman şakakları zonkluyordu.”

3. Gözlemci Bakış Açısı: Hikâyedeki olay veya durumların tanığı olan anlatıcının bakış açısıdır. Bu bakış açısının tercih edildiği metinlerde, olayların tarafsız bir gözle yansıtılması söz konusudur. Bu bakış açısında anlatıcı, kişilerin aklından geçenler ve hissettiği şeyler gibi gözlemlenemeyen durumları aktaramaz.

Yorum yapın