Canlıların Yapısında Bulunan Bileşikler

 

Canlıların Yapısında Bulunan Bileşikler

Asitler Bazlar

Suda çözündüğünde hidrojen iyonu (H+) veren bileşiklere asit, hidroksit iyonu (OH-) veren bileşiklere baz denir.

Asitler

H2SO4 (sülfürik asit), HCl (hidroklorik asit) örnek verilebilir.

Su içerisinde çözündüklerinde suya H+ iyonu veren maddelerdir.

Mavi turnusol kağıdının rengini kırmızıya dönüştürürler.

pH değerleri 7 den düşüktür.

Tatları ekşidir. Karbondioksit, yağ asidi ve aminoasit asit özellik gösterirler.

Yorgunluk esnasında kaslarda oluşan laktik asit organik aside örnektir.

Bazlar

NaOH (sodyum hidroksit), KOH (potasyum hidroksit) örnek verilebilir.

Su içerisinde çözündüklerinde suya OH- iyonu veren maddelerdir.

Kırmızı turnusol kağıdının rengini maviye dönüştürürler.

pH değerleri 7 den büyüktür. Tatları acıdır.

Nükleik asitlerin yapısına katılan; adenin, guanin, sitozin, timin ve urasil organik baza örnek olarak verilebilir.

pH

pH = 7 ise nötr, pH < 7 ise çözelti asidik, pH > 7 ise bazik ortamdır.

Kan, lenf, doku sıvısı gibi birçok biyolojik sıvının pH’ı 6 ile 8 arasındadır.

İnsan kanının optimum (ideal) pH’ı 7,4’tür. Kan ve diğer vücut sıvılarında tampon çözeltiler vardır.

Mide sıvısı pH’ı 1,5 civarında iken ince bağırsakta pH 8-9 civarındadır.

Farklı pH dereceleri farklı enzimlerin çalışabilmesi için gereklidir.

pH’daki değişimler egzama, sedef ve saç dökülmesi, diş çürümesi gibi sorunlara neden olur.

Asit yağmurları, su ve toprağın pH’ını düşürerek organizmalara zarar verir

Tuz ve Mineraller

Asit ve Bazın nötrleşme tepkimesi sonucu su ve tuz oluşur.

İnsan vücudu en çok kalsiyum, sodyum, potasyum ve magnezyum
tuzlarına ihtiyaç duyar.
Sofra tuzu vücut sıvılarının osmotik basıncını düzenler.
Tuzların fazla miktarda tüketilmesi, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına
ayrıca kan basıncının yükselmesine neden olabilir.
Mineraller, canlılar tarafından sentezlenemez; vücuda asitler,
bazlar, tuzlar ya da besinler yoluyla alınır.
Mineraller, vücudun yapısına katılırken aynı zamanda düzenleyici
(kofaktör) olarak da görev alır.

Magnezyum: İnsanlarda kemik ve dişlerin, bitkilerde ise klorofilin
yapısına katılır. Birçok enzimin yardımcı kısmıdır (kofaktör). Kas ve sinir
sisteminin çalışması için gereklidir.
Fosfor: Nükleik asitler, ATP ve hücre zarının yapısına katılır. Kemik ve diş
oluşumunda görev alır.
Potasyum: Kalp ritmini düzenler, asit-baz ve su dengesini ayarlar. Sinir
hücrelerinde uyartı iletimi için gereklidir.
Kalsiyum: Kemik ve dişlerin yapısına katılır. Sinir ve kas fonksiyonları için
gereklidir. Kanın pıhtılaşmasında görev alır.
Sodyum: Asit-baz ve su dengesinin ayarlanmasında görev alır, kas
kasılması ve sinir hücrelerinde uyartı iletimi için gereklidir.
Klor: Kemik ve dişlerin yapısına katılır. Sinir ve kas fonksiyonları için
gereklidir. Kanın pıhtılaşmasında görev alır.
Demir: Alyuvarlarda bulunan hemoglobinin yapısına katılır.
İyot: Tiroit bezinden salınan tiroksin hormonunun yapısına katılır.
Flor: Diş sağlığının korunması için önemlidir.

Organik Bileşikler

Karbonhidratlar

Hücre zarının ve çeperinin ayrıca nükleik asitlerle ATP’nin yapısına
katılan, yapıcı, onarıcı organik bileşiklerdir.
Şekerler olarak bilinirler.
Hücrede birinci derece enerji kaynağı olarak kullanılır.
İçerdiği birim şeker molekülü sayısına göre monosakkarit, disakkarit ve
polisakkarit olarak gruplandırılır.
Molekülleri arasında glikozit bağı bulunur.

1.Monosakkaritler

3-7 arasında karbon atomu içerebilen en basit karbonhidratlardır.
Kapalı formülleri CnH2nOn’dir.
Hücre zarından geçebilir.
Daha küçük birimlere ayrılamaz.
Pentozlar: 5 karbonludur. Riboz ve Deoksiriboz en önemli pentozlardandır.
Riboz: DNA’nın yapısına katılır.
Deoksiriboz: RNA ve ATP’nin yapısına katılır.
Heksozlar: 6 karbonludur. Glikoz, fruktoz ve galaktoz başlıcalarıdır.
Heksozların tamamı tatlı olup en tatlı heksoz fruktozdur.
Glikoz: Tüm canlı hücrelerde bulunur. Fotosentezle üretilir ve amino
asitler, yağ asitleri gibi diğer organik moleküllere dönüştürülür.
Fruktoz: Meyve şekeri olarak bilinir.
Galaktoz: Süt şekeri olarak adlandırılır.

2.Disakkaritler

İki adet heksoz, dehidrasyon tepkimesiyle glikozit bağı kurarak disakkaritleri oluşturur.
Maltoz: Malt şekeri veya arpa şekeri olarak bilinir. İki glikoz molekülünün
bağlanmasıyla oluşur.
Sükroz (sakkaroz): glikoz ve fruktozun birleşmesiyle oluşur. Çay şekeri
olarak da bilinir.
Laktoz: Monomerleri glikoz ve galaktozdur. Memeli canlıların süt salgısı
içinde bulunur.

3.Polisakkaritler


Nişasta, glikojen, selüloz ve kitin polisakkarit örnekleridir.
Nişasta: Depo polisakkaritlerdendir. Bitkiler tarafından fotosentezle
üretilen glikozun hücre lökoplastlarında depolanmasıyla oluşur.
Glikojen: Bakteri, arke, mantar ve hayvanlar tarafından sentezlenen depo
polisakkarit çeşididir. İnsanlarda glikozun fazlası kaslarda ve karaciğerde
glikojen olarak depo edilir. Hücre, glikoza ihtiyaç duyduğunda glikojen
hidroliz edilir.
Selüloz: Bitki hücrelerini çevreleyen duvarın temel bileşenidir. Bitkilerde
selüloz sentezi hücre zarında gerçekleşir. İnsanlar selülozu sindiremez.
Kitin: Yapısal polisakkarittir. Selüloz ile yapısal olarak benzerdir. Selülozdan
farklı olarak azot içerir. Böcekler, örümcekler ve kabukluların dış iskeleti ile
mantarların hücre duvarı kitinden yapılmıştır.
Glikoz Glikoz
De

Yorum yapın